Biz küçükken, Mersin'de, okullarımıza
"körler" gelirdi... Körlerin gelmesi, bir
"event"ti. Yani,
"Yarın körler gelecek." "Bugün bizim okula körler geldi." derdik. Veya, aynı okulda siz öğlenciyken, sabahçı olan kuzenimize,
"Size körler geldi mi?" diye sorardık.
Körler de, işte, Altı Nokta Körler Derneği'nin (veya Mersin içinde başka bir "körler" derneği?) enstrüman çalabilen ve şarkılar söyleyebilen körlerden oluşturuduğu ufak bir müzik grubuydu. Yılın belli bir günü belli bir saatinde konser veren, biz çocukların ders işlenmeyeceği için sevinçle beklediği, geldiklerinde okulun bahçesinde şarkılarını dinlediğimiz, aynı günün sonunda öğretmenimiz tarafından dağıtılan zarflara paralar koyarak yardımda bulunduğumuz bir grup.
Niye körler derdik, o zaman bunu söylemenin daha
"politically correct" bir yolu yok muydu bilmiyorum; ama bir defasında öğretmenimizin, tahtaya yazdığı ödevin sonuna,
"Not: Yarın körler gelecek." notu düştüğünü hatırlıyorum mesela.. Hani sanki, Polonyalı bir halk dans topluluğu geliyormuş da, "Polonyalılar" gelecek der gibi. Körler.
Neyse... Zamanın popüler şarkılarını da söylemezdi asla bu insanlar. Bir Hakan Peker, bir Yonca Evcimik çaldıklarını hatırlamıyorum. Mütemadiyen oynak Türk Sanat Müziği. Kıvrak ritmler.. Yine de o yaşımıza, kafamızdaki saçma beyaz kurdelelere rağmen delicesine göbek atardık.
Dün aklıma, bu körler geldi. Acaba başka şehirlerde de oluyor muydu böyle aktiviteler, yoksa sadece Mersin'e özgü bir yardımlaşma şekli miydi. Ve neden ilkokullar? Hâlâ var mı böyle şeyler? Bilemedim. Sen bizi eğlendir, biz sana para verelim.
KONUYLA ALAKASIZ, İÇ SIKINTISI:
Bugün Twitter'da,
#gamzeicinbirtupkan başlığı altında yazılanları okurken, 1 tüp kan verebilmek için Allah'ın İstanbul'unda insanları Çapa'ya çağırma çabalarını izlerken, bu kadar zor olmamalı diye düşündüm. İnsanlardan kan toplamak... Sadece iş insanlardan birer tüp kan almada ve onları -lütfen- doğru dürüst bir veritabanında bir araya getirmede... Hani kim hangi websitesine giriyor, kim telefonda hükümete giydiriyor kaydını alabiliyorken; bi zahmet şu işe de aynı önemi vermede...
Şurada LÖSEV'in konuyla ilgili bir çığlığı bulunmakta, kemik iliği nakli yetkisi verilen sınırlı sayıda üniversitenin bu konuda yetersiz kaldığının altını çiziyor.
Sevgiler.