DOT’la tanışmam 2 sene öncesi bir Mayıs ayında gerçekleşti. Ya da sanırım Mayıs’tı… En azından benim kadar tiyatroya önyargılı Güzel Ablam E. ile Hacıosman Bayırı’ndaki KOLEKSİYON mağazasının önünde kurulan çadırın içinde FESTEN’i izlemiş, kelimenin tam anlamıyla büyülenmiştik. Sorun şu: ben tiyatronun o eski, tek plan gösterimini biraz sıkıcı bulurum. Tiyatronun o diyaframdan gelen “teatral”liğini rahatsız edici bulurum. Oyuncuların mimiklerini görmek isterim. Vs.
Neyse, FESTEN’de ise en öndeydik, oyuncuların nefes nefes kalışlarını, kavga sahnelerinde ağızlarından yere damlayan salyayı, birbirlerinin boğazlarına sarıldıklarında giysilerinin hışırtısını hissettik. Kalabalık ve coşkulu bir oyundu, dışarıda başladı, içeride devam etti. Biz de oyunun bir parçasıydık. Çok güzeldi.
Tabii ki oyun öncesi KOLEKSİYON’dan aldığımız espressoları yemyeşil bir alanda, caaanım KOLEKSİYON marka fincanlarla yudumlamak da müthişti. Gerçekten o güne dair sadece 3 şey hatırlıyorum: Hacıosman Bayırı’nda koca binayı bulmakta ne çok zorlandık, oyun ne müthişti, o fincanlardan birer espresso birer latte içmek ne güzeldi!
O günden bu yana hep aklımda, FESTEN’i bir de annemle izlemek vardı. Zira kendisi tiyatroyu çok sever ve bu tür bir “yeni akım tiyatro” tarzının onu çok heyecanlandıracağından emindim. Ne var ki Festen bir daha oynamadı. Biz de her ne kadar ne zaman konusu açılsa “Bir daha mutlaka yine yeniden gidelim!” dediysek de bir daha DOT’a uğrayamadık.
Geçen hafta annem İstanbul’daydı. DOT’un sahnesi de benim üye olduğum spor salonuyla aynı binada: G-Mall’da. Hazır denklemler bu kadar uygun yerleşmişken, tabii ki son dakikada “ALTIN EJDERHA”ya bilet almak farz oldu.
O kadar etkilendim, o kadar üzüldüm, hıçkırıklarım o kadar gerizekâlı gibi boğazıma dizildi ki; bir ara sadece öksürebildim. Ben küçükken de böyleydim. Ailemin yanında tam bir domuz olduğum için hüzünlendiğim herhangi bir film / dizi / şarkı için ulu orta ağlamazdım. Konuyu / Kanalı filan değiştirirdim. Ne Şeker Kız Candy’de Anthony öldü diye, ne Süper Baba hapse girdi diye… vs.
Yani, gösterimi bitmeden, bence ALTIN EJDERHA’ya gidin. Sonra çıkışta G Mall’daki Pop Up Kafe’de şarabınızı yudumlayın. Ben gönlümce ağlayamadım, biraz da oyuncuların dikkatini dağıtırım filan endişesiyle… Siz gerekirse birkaç sıra arkaya oturun, gönlünüzce ağlayın.
DOT’u son 1 senede neden bu kadar ihmal ettim, hâlâ anlayamadım.
7 yorum:
Pek hoşmuş, pek güzelmiş, ama bilet ELLİALTITELE imiş!
güzel ablan E. kimle izlesin şimdi bunu?
konusuna baktım da bit palas'ı çağrıştırdı bana. her bina hikayesinde bit palas görüyorum.
Facebookta dot'u takip edersen ara sira oyunlari indirimli ya da ucretsiz sahneliyorlar. Ben bir bucuk sene icinde uc defa denk geldim, ikisi ucretsiz biri yirmi lira idi, hic fena sayilmaz.
Ben gecen carsamba gittim, sen hangi gun gittin, ayni anda izlememisizdir herhalde? Ben de cok begendim, coook begendim oyunu. Yalniz ben mi odunum, bilemiyorum ama hic aglamak gelmedi icimden, mini agustos bocegine cok uzuldum de disi agriyan cocugun basina gelenler, en sonu bile bogazimi yakmadi. Oyuncular ve yonetmenin harikaligini dusunmekten duygusallasamadim belki, ay bilemedim.
sakinn, ben de geçtiğimiz çarşamba günü gitmiştim :)
songulya, yani özel tiyatrolarda zaman zaman olabiliyor böyle şeyler. öğrenciyseniz belki.. o 25 tl? bir de son dakika biletleri diye bir şey var, onlar 20 tl!
adsız, güzel ablam'ı "yüksek"e götüreceğim.
deryik, aa evet onda da bir apartman hikâyesi vardı. allahtan, bizimkiler demedin kuşum.
Öğrenci değilim, sadece fakirim kimi zaman.
Yorum Gönder