19 Haziran 2012 Salı

EDINBURGH'A NASIL GELDİM... JELATİN'İN HEYECAN DOLU MACERALARI

Dışı farklı renk, içi farklı renk sürpriz dolu Skittles

Heatrow Terminali'nden aldığım Piccadilly hattını takiben, kendimi 50 küsür dakika sonra King's Cross tren istasyonunda buldum. Bu şık terminalde 2-3 saat geçirdikten sonra yine şık trenimde yerimi almıştım. Trende sapık gibi uyurum diyordum ammavelakin "Ya durağımı kaçırırım?" korkusu beni dimdik durmaya zorladı. Arada bir bacaklarım çalışsın, hem de su filan alırım düşüncesiyle birkaç vagon yürüdüm. Ve fark ettim ki, trenin tüm yakışıklı çocukları ve havalı genç kızları diğer vagonlara belirli aralıklarla serpiştirilmişti... Elimde 1 şişe suyum, vagonuma geri döndüm... Herkes  gözüme daha da yaşlı, daha da fakir göründü. Pişti oynamayı bilmediğim için yan taraftaki 4'li - masalı koltuklarda kağıt oynayan 130 yaşındaki dostlarıma katılamadım. Biraz kitap okudum.

Tam 5.5 saat sonra, Edinburgh'un taptaze havasını solumaktaydım. İstasyonda bana yol tarif eden adamın İngilizcesinden tek kelime anlamamaktaydım... Sonrası ev...

2 yorum:

Unknown dedi ki...

http://www.youtube.com/watch?v=V6EKK9XQ_J0

Adsız dedi ki...

çok şokella anlatıyosun :o) herşeyi anlat hemen... xoxo ;oP ergen gibi hissettim.