12 Eylül 2013 Perşembe

EYLÜL'DE GEL


Eylül geldi mi, geldi. Beklenen telefon geldi mi, geldi... Yalnız o telefon gelene kadar ben ne bekledim, ne çektim, ne genç kızlıklar yaptım belli değil. Bir noktadan sonra, şirket hattımdan özel hattımı arayıp, telefonumun çalışıp çalışmadığını! bile kontrol ettim. Zannedersin 2 gün önce birlikte olduğum çocuğun aramasını bekliyorum.

Hoşlandığın çocuğun aramasını beklemekten daha acı verici bekleyişler de varmış; birtakım İnsan Kaynakları insanlarının aramasını beklemek! diye bir tweet yazdım kafamda, göndermedim. Malum, hâlihazırda bir yerde çalışırken bu tür çılgın tweet'ler atmak zor.

Nitekim 2009 senesinde stajyer olarak girdiğim şirketin kapısından 10 Eylül tarihinde en umursamaz hâlimle çıktım. Geldiğimden beri, iş bile arayamaz, başka bir yerde çalıştığımı düşünemez, kafam karışmasın diye görüşmelere bile gidecek cesareti bulamazdım. Demek ki artık tutunamadığın ilişkiyi kafanda bitirmek gibi, senin için bittiğini düşündüğün işini de öylece bırakıveriyorsun. (Bilirsiniz, en ufak şeyleri bile aşka bağlamayı severim.)

Şimdi Merve Ç. yeni sezonda başka bir yerde... Daha ciddi, daha az riskli, daha topuklu...

Yangın merdiveninde içilen sigaraları, her sabah saat 10.30'da içtiğimiz kahveleri özleyeceğim elbet. Ama o içilen kahvelerin eşlikçileri de o şirketten ibaret değil nihayet.

Bakalım önümüzdeki bölümlerde kahramanımızı nasıl maceralar bekliyor?

Göreceğiz.

11 Eylül 2013 Çarşamba

sanki tüm yaşamımız, ne yaşadığımızla değil de "nasıl düşündüğümüz"le ilgili...
üzülüyorum, üzüntüden geberiyorum; aldığım cevap, "ama negatif düşünüyorsun?"

negatif hissediyorum anasını satayım. negatif!

ne yapayım?