16 Eylül 2014 Salı

ÜZGÜN SURAT

Güzel ablam E. New York'a taşındı. (Ki kendisi gerçekten güzeldir.)

Cuma akşamları Cavit, hafta içi OffPera'lar, Pazar Yeniköy yürüyüşleri, iç çıkışı Kanyon içkileri, her 28 Ekim öğleden sonrası Kapalıçarşı gezmeleri... Sanki en güzel ritüellerim de onunla beraber gitti.

Artık şakalarımı kim anlar, onu bile bilmiyorum.


Kendimi ezik büzük hissediyorum.

Bari kendimi işime vereyim de başarıdan başarıya koşayım. Belki seneye GMY olur, New York'a uçak bileti alırım.

Bunu da tarihe bir not olarak düşelim.

10 Eylül 2014 Çarşamba

"Bi de ufak rakı aldım, içer miyiz?"*

Ben evlenmem. Evlenmem de şart değil. Arkadaşlarım güzel ve kalabalık. Ben bir şekilde tek başıma da hayatımı sürdürürüm de..

60'ıma geldiğimde, bir pazar akşam üzeri "Hanım ben balık almaya gidiyorum, bak bakalım dolaba salata malzemesi yeter mi? Yoksa çıkmışken onu da alayım." diyecek birinin olmaması üzebilir beni.

7 Eylül 2014 Pazar

NİL BURAK'IN GENÇLİĞİ NE KADAR DA GÜZEL!

Gümüşsuyu - Beşiktaş rotasında, pek tabii ki dolmuştayım. Radyoda Nil Burak'tan Boşvere Boşvere çalıyor. Bir dolmuş için ne sıra dışı bir tarz. Pastırma yazı dedikleri bu mu, saatlerimiz 17.20'yi gösteriyor ve güneş hâlâ yakıyor. Güneş, önümde oturan saçları ve sakalları kırlaşmış adamın açık renkli kirpiklerine vuruyor. Sağ gözünü yandan, neredeyse bir kürenin 3'te 1'i gibi görüyorum, kıvrımlı. Yandan gördüğüm kadarıyla buz mavisi gözleri var. Adam bir zamanlar sarışınmış. Kırlaşmış saç ve sakallarının pantonesinden belli. Böyle, bir zamanlar sarışın olduğu saçlarının pantonesinden belli olan adamları aslında beğendiğimi fark ediyorum. Güneş adamın kirpiklerinin arasından süzülüyor. Galiba yanlış dolmuşa bindim.
07.09.2014 -17.23