21 Kasım 2010 Pazar

MAVİ MAVİ BONCUKLAR DAĞITIR / HEP KANDIRIR


Bu yazıya öncelikle 1 haftadır yazmadığım için beni e-posta yağmuruna tutan heyecanlı okuyucularıma teşekkür ederek başlıyorum. E-posta kutum kilitlendi, ama çok güzeldi. Desteğinize nail olmak ise daha da güzel. Whatever...

Devasa bir yolculuktaydım çoğu bayram olduğu gibi. Kolesterol: 3bin. Gelir gelmez mahallemizin Migros'undan 1 paket brokoli, Brüksel lahana, karnıbahar karışımı, 1 paket de taze fasulye aldım. Taze fasulye biraz kart çıktı. 3 saatte pişebildi. Ama çok lezizdi.

Gelir gelmez, bavulumu yerleştirir yerleştirmez, duşumu alır / saçlarımı fönletir fönletmez (ki akşamın 6buçuğu olmuştu artık...) kendimi Kanyon'un kollarına attım. İçeri Mesut Yılmaz'la birlikte girdik. Bu anormal bir şey biliyorum; ancak ben, meşhur bir siyasi insanı yakından gördüğüm zaman über heyecanlanıyorum. Bu Mesut Yılmaz da olabilir, seneler evvel coşkuyla el salladığım Ahmet Necdet Sezer de, arkadaş olmak istediğim Hayrünnisa Gül de, yine seneler evvel doktordan çıkarken gördüğüm Süleyman Demirel de, 2 sene önce Ankara Kalesi'nin önünde bir tutam saçını seçebildiğim Hillary Clinton da... Bilmezsiniz ki ben rüyalarımda zaman zaman Recep Tayyip Erdoğan'ın ekibindenimdir, Arap ülkelerin birinde acı verici bir olay gerçekleşmiştir ve RTE gaza gelmesin diye biz bu acı verici olayı O'ndan saklıyoruzdur, vs. Bu arada bileğimde Trabzon bileziği vardır... Neyse, her türlü sakilliğine, Levent Kırca stayla kameralara dönüp, "Eee! Başımızda bunlar oldukça biz çoooook dayak yeriz!" tarzı mesaj bombardımanlarına rağmen, New York'ta 5 Minare adlı filminde gözyaşı döken teyzelerden biri de benim. Bunu bilin istedim. Sevgili okuyucularım.

4 yorum:

neval dedi ki...

google reader-ımdan inatla ve iyiki de seni kaldırmamışım.

jelatin dedi ki...

şu an şoklar içerisindeyim, ben senin beni okuduğundan bile haberim yoktu. dünyanın en az yorum alan blogger'ıyım böhühühühüh. zaten "niye yazmıyosun?" tarzı mailler de gelmedi.

Adsız dedi ki...

aylardır belki yazmıştır belki geri dönmüştür diye buraya uğraaya devam ettim ve o kadar mutlu oldum ki geri dönüşünle o kelimeleri bir araya getirip de cümle kuruşuna kurban :)))) sinem

neval dedi ki...

sen misin ben miyim dünyanın en az yorum alan blogger'ı :)