12 Aralık 2010 Pazar

KEKS

Kış depresyonu dediğim şey bir yalanmış bir tanem; Cuma iş çıkışı tesadüfen dahil olduğumuz fasıl ve ardından gelen Teoman@JollyJoker'le yerle bir oldu. Teoman is the King. Ötesi yok. Orada o şarkıları bağırırken ben, gözlerim dolarken, sonra da "Sabaha sesim kısık mı uyanacağım?" endişeleri taşırken; boşver dedim be, şu ömrümüzde kaç kez Teoman izleyeceğiz? Sonra bir de uyandım ki dipçik gibiyim. Hiç de maçtan dönen delikanlı hassasiyetinde değilmiş ses tellerim.

Tüm Cumartesi'mi fırtına sesi eşliğinde geçirirken, Sana Gül Bahçesi Vadetmedim'in sonrasına annemin bir yerlerden bulduğu PuCCa kitabını iliştirdim. Anladım ki PuCCa'nın beni blogunda fazlasıyla sıkmasının sebebi tamamen sayfasının dizaynıymış. Yoksa öyle su gibi akıp gidiyormuş. Bu arada kış depresyonu sandığım şeyin de tamamen bir Sana Gül Bahçesi Vadetmedim etkisi olduğunu kavramış bulundum. Ondan herhalde, buna doymayıp, bugün Sartre'ın Bulantı'sını almam. Bir de utanmadan otobüste okumaya başlamam?..


8 yorum:

Damlo dedi ki...

Bulantı'yı lise sonda okumuştum, ne halt yemeğe okudum onu da bilmiyorum, ve içimin değil de beynimin fazlasıyla bunaldığı hatırlıyorum. Şimdi okusam nasıl olurum bilmiyorum ama sanırım ben bir daha elime almam o kitabı. Birçok şeyin müsebbibi olabilirdi o hain kitap.

Adsız dedi ki...

başlığı anlayamadım ve ona takılıp kaldım. neden ki keks?bir de başka bişey danışmak isterim madame jelatin yorum yazmak için neden aşağıdaki zeka testini de yapmamız gerekir ki, gördüğü harfleri yanyana yazamayanlar var mı ve onlar yorum yazmamalı mı? nedir nedir?

ipq dedi ki...

Blogdan bana yazdigin bu acik mektup icin tesekkur ederim Jelo. Ne yazik ki bu sene kis depresyonu bende kendisini yogun bas agrisi ve mide yanmasi olarak gostermekte hala. Teoman da sevmem ki konserine gideyim...

jelatin dedi ki...

damlo, yaşla ilgili bir şey olsa gerek; beni pek sıkmadı.

adsız, o olmayınca birtakım spam / reklam yorumları düşüyor. saçma oluyor. yoksa bana da soruyor aynı verifikasyonu. yeees.

ipq, sen de alışveriş yaaap! starbucks'ın kırmızı bardaklarında tatlı bir şeyler iç :)

Yasemin dedi ki...

Su ara Teoman soylerken buluyorum kendimi... Galiba Teoman konseri zamanim gelmis.Kis depresyonuna galiba ben de girdim, gittim saclarimi kestirdim:)
www.birazhayat@blogspot.com

Damlo dedi ki...

kitap sıkmadı beni, o yaşta onları düşünmek beynimi bulandırdı. belki kitabın da yazarın da amacı buydu. varoluşçuluk falan filan panik atanlara göre bi konu diil. ondan.

böylelikle de yorum orucumu bozuyorum her yazınızla. aferin bana :)

bozmuşken: teomandan hoşlaşmıyorum diye dolanırken ortalarda bi kere izledim ve adamın sahnede devleştiğini (eheueh çok artiztik tabir beyav) gördüm. bugün'ü söylerken o boğazındaki damarlar belli oldu ya, aman ya dedim, aşık olmadan gideyim bari.

mermaid dedi ki...

her postun için söyliycek bşy buluyorum, ama sana yorum bırakmaya korkuyorum.

jelatin dedi ki...

çok ayıp ya. boşver, ben bazen kendim bile ne dediğimi bilmiyorum. babamın tarafına çekmişim. bizde dengesizlik, bir parlayıp bir sönme baki. bir gün cırlarım, 2dk sonra pamuk olurum. sana öyle bişi yapmam ama. demeyin öyle, üzülüyor fatmagül. üzülme fatmagül üzülme.