7 Aralık 2010 Salı

KIZ ÇOK GÜZEL: LATİF, ŞİRİN


Yıllardır şu gazetelerde ve kadın dergilerinde sayfalarca okuduğum, hep anlamsız ve fazlasıyla karmaşık bulduğum kış depresyonu denilen şeye ben de girdim. Sanırım. Törenler ve iç çekmeler, baş ve mide ağrıları eşliğinde. Sabah yataktan kalkamama, iş çıkışı herhangi bir happy hour organizasyonuna (ki NŞA 1-2 saat sürmesi gereken happy hour sona erdiğinde saatin 1 sularında olduğunu dehşet içerisinde fark ediyoruz?) katılmak istememe, evi azami seviyede özleme, okumakta olduğun kitaba (mesela şu) yoğun bir hasret duyma, ofiste kafanı ayakta tutamama, son 2 saati bir türlü atlatamama, çevrendeki insanlara olan tahammülünün azalması vs.

Hani belki topuklu bir siyah çizme alsam, kendime gelirim diye düşünüyordum ki; bir de baktım Z. ile İstinye Park'tayız. Yaklaşık 3000 dükkân sonrası hâlâ zevkime göre bir çizme bulamamış olmanın verdiği stresle, kendimi Pazar'daki Arifoğlu'nun kollarına attım. Günün ganimeti: koca bir torba ıhlamur, 1 minik paket kurutulmuş fesleğen! Çevremde insanlar elinde H&M torbalarıyla Seren Serengil edasıyla yürürken, ben elimdeki geri dönüşümlü Arifoğlu kesesiyle göz kamaştırıyorum! Bu arada Türkiye'ye hoşgelen H&M, hâlâ the varoşest ve hatta greatest paçoz ever! Şaşırdık mı? Tabii ki hayır! Ah ben ve benim fazla sığ moda anlayışım, H&M karmaşasında giyilecek / üstümüze geçirilebilecek / dikişleri pot pot olmayan herhangi bir şey bulamadık; önümüzdeki maçlara bakalım.

Şimdiyse evimdeyim, cızbız köfte bulamacıma ekleyeceğim soğanı rendelerken rendelediğim parmağım sızlıyor, gözlerim yanıyor, oturup çalışmam gerekirken ıhlamur içip uykuya dalmak istiyorum. Oysaki üst veya yan komşumuz (sesin nereden geldiğini henüz keşfedemedim) KanalD'nin en sadık seyircisi olmakla kalmıyor, tüm apartmana da Yaprak Dökümü'nün son bölümünü yayınlamaktan gocunmuyor. Uyusam uyuyamam, yazayım desem yazamam, ıhlamur kaynadı bu arada, okumak istesem, belki dergi okurum. Eveeet.

9 yorum:

ipq dedi ki...

Her kisi SAD (seasonal affective disorder) ile geciren biri olarak, bu sene calismaktan basimi kasiyamayinca sad mad kalmadi. Depresyonu, cok calismaya tercih ederim, o ayri...

acu's dedi ki...

Bahar mevsiminde agac dallarinda sakiyan kuslar gibi yaziyorsun. Iste bu yuzden cok seviyorum seni okumayi. Don, eski yazilarini oku, gecer kis depresyonun ;)

Bu arada "Thank god you're back!"

Sinem dedi ki...

ben sizin arkadaşınız olmak istiyorum. bazı gezmelerinizde yanınızda yamacınızda bende olayım isterdim mesela.sarkastik yaklaşımınıza bayılıyorum, H&M hislerime tercüman oluyorsunuz. kalmadı sizin gibi kaliteli kızlardan artık, üzülüyorum bu yüzden. arkadaşım da hiç kalmadı ki zaten.. bende bu arkadaşlık karşısında size ıhlamur kaynatıp getirmekten hiç çekinmem; hatta o ıhlamuru tarçın çubuğu ve bahçemden topladığım kuşburnu taneleri ile de taçlandırmayı bilirim. masumiyet müzesi tadında bir zamana ışınlanıyorum sizi okuyunca, şen kahkahalar duyuyorum.
sevgilerden bir demet,
Sinem

jelatin dedi ki...

ipq, bugün sanırım biraz daha iyiyim :)

acu's ve sinem, vallahi ne diyeyim. utandım, teşekkür ederim. gerçekten. çok sevindim. eyvallah.

kazuo dedi ki...

@Jelatin e-kitap işine nasıl bakıyorsunuz? Kitap hasretinize derman olabilir belki.

jelatin dedi ki...

Nasıl oluyor o e-kitap? Iphone'um var ama saçma oyunlar yüklüyor, twitter filan kurcalıyorum. Ekitap mı okuyayım? nasıl oluyor?

beste dedi ki...

ihlamura elma kabuklari da atsaydin:) muhtemelen misil misil uyuyor olacaksin ihlamur nedeniyle bence o kanal d'ci komsuya da ikram et belki erkenden uyur:)

kazuo dedi ki...

Şöyle oluyor e-kitap.

mz dedi ki...

E-kitaplari arasina sirin kitap ayraclari koyup arkadaslara odunc vermek, sonra da geri almamak ve dolayisiyla seneler sonra raftan cikarip "aa bu da bilmem kimindi" demek mumkun degil ama, degil mi?