15 Mayıs 2011 Pazar

DOT

Mutlu mutlu bir hafta sonuydu. Cuma öğleden sonra, eve gelen Hamamböceği Avcıları sayesinde, hamamböceklerimizle vedalaştık. Tanışma fırsatı bulamadığım hepsine buradan sevgilerimi gönderiyorum.

Artık ilacın etkisiyle mi, yoksa haftanın yorgunluğundan mı bilinmez, 2.5 saatlik bir uykuya yatmışım. Uyandığımda güya, duş alacak, dışarıdan akşam yemeği söyleyecek, kitap okuyup güzeeel bir uykuya dalacaktım... Kızlar arayıp ısrar etti. Tüm gün kendilerine, "Yok gelmem. Canım istemiyor. Pek yorgunum!" deyip de 5dk içerisinde göz makyajımı ve pudramı tazeleyip, gece parfümümle kapının önünde hazır ol'a geçmem pek cool bir davranış olmadı sanki... Neyse Ortaköy House Cafe'ydi, ardından Banyan'ın barında birer nefis kokteyldi derken; kendimizi birden Anjelique'te bulduk. Pek kalmadım, kendimi, hamamböceksiz evime attım.

Lakin anlatacağım o değildi. Sanırım İstanbul'un benim için en güzel yanı, bambaşka kadınlarla tanışmama fırsat vermesi oldu. Farklı kökenlerden, farklı dillerden kadınlar. Buradaki "dil", lisan anlamındaki "dil" değil. Kendini ifade dili, aileden aldığı dil...

Ben hep kadınlar arasında büyüdüm, dolayısıyla, hep kendimi kadınlar arasında iyi hissettim. O hep, "Çevremdeki çoğu arkadaşım erkektir. Kendimi erkekler arasında daha rahat hissediyorum. En yakın arkadaşlarım da erkekler zaten."ci insanlardan olmadım. Filan filan.

2 teyzem, çok yakın büyüdüğüm kız kuzenlerim var. O kız kuzenlerimle aramızdaki en büyük ortak nokta, annelerimizin konuşmalarına şahitlik etmek oldu. Dedikodu yapmayı, dedikodu paylaşmayı, sır saklamayı ben o minik kadın grubunun içinde öğrendim. Hâlâ da öyle...
Ece Temelkuran'ın "Çilek Reçeli" başlıklı bir yazısı vardır, Google'layın okuyun. İşte o yazı bana hep, Mersin'deki o küçük kadın grubunu hatırlatır. Mersin'e bağlılığım da belki ondan, anneannemden başlayan ve bana kadar geçen küçük bir "kadınlar ağacı".

Şimdi İstanbul'da da, başka başka ağaçlarla tanışıyorum. Başka başka kadınlarla. Dinliyorum, bazen yadırgıyorum, dibine kadar anlamaya çalışıyorum, vs. Bunun insana ne büyük zenginlik kattığını yeni yeni anlıyorum. Mersin'de teyzeler ve kuzenler arasında başlayan "kadın olmak nedir?" içerikli belgeselimi, burada büyütüyorum. Geliştiriyorum.

Öyle...

1 yorum:

mermaid dedi ki...

o yazı hatırlıyor olman ne çok hoşuma gitti. ben de kendimi bulurum çok ve aynı şekilde hissederim.