16 Mayıs 2011 Pazartesi

TAMAM DOT!

Tanıştırayım: Sinsi avukat, Münir Terzi!


DOT konseptini Kürklü Merkür'le tanıdım, DOT'a Malafa'yla heves ettim ilk kez.. Zira Malafa'nın kitabını okumuştum , ÇOK GÜZELDİ. Kim bilir oyunu nasıldı, vs.

Sonra Kutlama / Festen geldi, baktık gidiyor; E. ile birkaç hafta öncesinden biletlerimizi aldık, dün akşam saat 20.50 sularında Sarıyer'deki Koleksiyon'un muazzam binasının önünde espressolarımızı yudumlayarak beklemeye başladık. Ve en sonunda, DOT'la tanıştık, milli olduk.

E.'nin de benim de tiyatroya karşı inceden bir önyargımız var. Hatta önyargıdan ziyade, düpedüz "sevmeme" durumu.. Resmen tiyatro dedikleri şey bana yapmacık geliyor, abartı geliyor, bordo kadifeden bir Jozefin koltuğa kendimi atıp, alnımı ovmak istiyorum filan. Jozefin koltuğun diğer adı, artık Bihter koltuğu bu arada... Neyse.

Ama DOT'un o kadar methini duymuştuk, o kadar duymuştuk ki; onu sevip bağrımıza basacağımıza inanmıştık. İşte dolayısıyla, benim tavsiyem vakit kaybetmeden herhangi bir DOT oyununu izleyin. Şu an hâlihazırda 29 Mayıs'a kadar her Cumartesi - Pazar, Festen var mesela. Bence bundan sonra, her yeni DOT oyununu beklemek, hayranı olduğun bir yazarın yeni kitabını beklemek gibi... Teoman'ın yeni şarkısını dinlemek gibi. Tamam mı, tamam!

7 yorum:

Ibeking dedi ki...

bilmiyorum jellacım yani ne değişti ki bunu sevebileyim, abartı ses tonuyla bsağırmıyorlar mı? yüksek sesle her kelimeyi tonlamıyorlar mı? ne var farklı olan da ben de sevebileyim tiyatroyu?

Adsız dedi ki...

her şeyi fazla ciddiye almak gibi bir problemim var ve gerçekten çok yorucu oluyor sevgili jelatin. o kadar ki yeri olmamasına rağmen, adsıza bir ad dahi yüklemeden gecenin bu vaktinde nasılsa beni tanımıyorsun ve ben yıllar geçmiş yazılarından seni çok seviyorum diye sana cevap verme görevi yükleyerek seninle dertleşiyorum. ne önerirsin ciddiyeti bozmak için?

jelatin dedi ki...

ibeking, bi kere festen'de "secondary embarrassment" denilen şey olmuyor. neden bilmiyorum. sanırım abartılı bir şekilde bağırmıyorlar. hatta onlar kavga ederken sen ayırma ihtiyacı hissediyosun.

adsız, her şeyi ciddiye almak bende de olan bir hastalık. ama bu çok da kötü bişi değil. insanın kendini fazla ciddiye alması daha kötü bişi. bence.

Adsız dedi ki...

sevgili jelatin, biraz alakasız olacak ama birşey sormak istiyorum. üzüntü ve muz kabuğu aka jane de lus hala blog yazıyor mu? biliyor musun? eskiden ne güzel okuyorduk..

defneyleyasamak dedi ki...

telci jelly o , telci :)
meslekten soguttu beni yeminle!

jelatin dedi ki...

Münir Telci mi ?
Çok anlamsız bir soyad. Ve sanırım duyma problemim var :) ühühühühü

jelatin dedi ki...

adsız, jane de lus hakkında en ufak bi fikrim yok :)