3 Kasım 2013 Pazar

TURKUAZ ELBİSENİN GETİRDİKLERİ

Bari şunu yapayım dedim, bir şeyler yazayım ki bundan 2 sene sonra okuduğumda kafamda bu günlerime dair bir şeyler belirsin...

Tuhaf bir şekilde, hayatımın huzurlu bir dönemindeyim galiba. Galiba mutluyum. Çünkü mutlu olmamam için bir sebep yok. Elif, genel ruh hâlimdeki yükselişin spordan kaynaklandığını söyledi. O, böyle deyince ertesi gün spora daha da hevesli gittim. Spor güzel bir şey. Şiir okumayı sevmek gibi, rakı içmek gibi, spor da hayatıma BU yaşımda (27) girdi. Şiirden ve rakıdan ne kadar memnunsam, bundan da o kadar memnunum.

30 Nisan 2013'te, Elif'le beraber Nişantaşı'nda Sofa Otel'de bir müzayedeye gittik. Amacımız Münif Paşa'nın koleksiyonundan "müzikli sandalyeyi" alabilmekti. Üzerimde yeni aldığım, sırtı açık, önü dümdüz turkuaz bir elbisem vardı; sandalyeyi kaçırdık. (Sandalyeyi kaçırmamızın o gün o elbiseyi giymemle bir alakası yok tabii ki) Hezimetimizi çıkışta House Cafe'de yudumladığımız şaraplarla unutmaya çalıştık. Ertesi gün 1 Mayıs'tı, iş yoktu; gün de salı günü diye kendimizi bittabii ki Off Pera'da bulduk.

O gece ben, alkolün ve ortamın da etkisiyle, mesaj atmamam gereken bir adama mesaj attım. Saat 3.00. Kafam çok güzel. Kitle güzel. Turkuaz elbisem güzel. Bu güzelliği beraber paylaşalım istiyorum. Çok mu? Alkollüyle atmadığım mesajlar beni cennetin en nezih muhitlerine mi yerleştirecek? Yazdım, yolladım. Mesajın içeriği kısa ve net: "Hadi off"*

*Demek istiyorum ki, "Ben Off Pera'dayım ve çok eğleniyorum. Haydi sen de Off Pera'ya gel."

Mesajıma tabii ki cevap gelmedi! Ertesi gün ben Yiğit'e bu olayı anlattığımda şu tepkiyi verdi, "Merve, sen adama Gülşen'in son albümünden bir şarkının sözünü yazmışsın. Adam da haliyle sana başka hangi Gülşen şarkısıyla karşılık vereceğini düşünüyor. Hâlâ bulamadı."

Bu benim o gece attığım "Hadi off" mesajı bir süre aramızda geyik oldu yürüdü. Şu an çalıştığım yerden teklif beklerken, "``Hadi off´´ diye mail at istersen İnsan Kaynakları'na, belki cevap yazarlar?" teklifinde bulunan da yine Yiğit'ti.

Ya da Yaşar Gaga'nın Off Pera'da DJ'lik yaptığı perşembe akşamları, herkesi Off Pera'ya çağıran kucaklayıcı tweetlerini okuduktan sonra, "Olm gece gece milleti Off Pera'ya çağıran bi' sen varsın, bi' de Yaşar Gaga.." diye terbiyesizleşen bazı ablalarım da oldu.

Mayıs sonu muydu neydi, Barış'la beraber Kral TV Müzik Ödülleri gecesine teşrif ettik. Giyecek bir şey bulamadığım için son anda turkuaz elbisemde karar kıldım. Geceyi de şurada bir yerde anlatmıştım. Her neyse, o gece biriyle tanıştım ben. O zamanlar gündemim tamaaamen başka yönlerde olduğu için pek ilgimi çekmemişti. Gel zaman git zaman biz aylar sonra adamla ufaktan flörtleşmeye, birbirimize sempatik "İyi geceler" / "Günaydın" mesajları göndermeye başladık, mesajlaşmaların gelişme / birbirimizi tanıma aşamasında adam bana, "Seni ilk gördüğümde üzerinde mavi gibi yeşil gibi bir elbise vardı." dedi. Bunu olumlu bir işaret olarak algılayıp, GO dedim. Ben GO deyince, tabii ki karşımdaki beni cepte sayıp tüm gücüyle etrafına (başka kadınlara) testosteron saçmaya devam etti. (Belki bu başka bir yazının konusu. Şaka şaka, yok be ne zaman ayıracağım elin adamına.)

Aynı turkuaz elbise, 30 Ağustos'ta Zeynep'in doğum günü yemeğini müteakip gittiğimiz başka bir barda da üzerimdeydi, aylar evvel Siyad Ödülleri'nin after party'sinde tanıştığımız bi' çocukla yeniden orada karşılaştık. Jestleriyle, "Elbisen çok yakışmış." hareketi yaptıktan sonra tam bir centilmen gibi bana viski ısmarlayıp gitti. Enteresan bir geceydi. (O jesti nasıl yaptığını kelimelerle burada anlatabilmem biraz zor.)

Dün gece yine bilin bakalım neredeyim? Asmalı'da Off Pera diye bir açılmış, oradayım. Dışarıda sigara içerken müdavimlerden Beşir ve arkadaşıyla laflıyoruz. Beşir'in arkadaşı sordu: "Sen bi salı gecesi mavili yeşilli bir elbiseyle gelmiştin buraya, di mi?" 

Ben şaşkınlıklar içerisinde "Ha? Aylar oldu, çüş. Evet?" filan derken, adamın tekine "Hadi off" diye attığım mesajı hatırlarken; çocuk bombayı patlattı: "O RENK SANA HİÇ OLMAMIŞTI YALNIZ! O ELBİSEDEN VAZGEÇ BENCE." 

Vay Memed, adam ne tutmuş içinde... Aylarca içinde bekletmiş, diye düşünürken ben, serseriye o elbiseyle çektirdiğim fotoğrafımın Instagram'da nasıl da 8YÜZ LAYK aldığından dem vurdum, gurur yaptım.

Elbise de işte bu. Zannediyorum tek sezonda miadını fazlasıyla doldurdu. Bir de takdir edersiniz ki kuru temizlemeye gide gele biraz örselendi. Yoruldu.

Bir pazar günü Gazi Koşusu'nda halkı selamlıyorum.


12 yorum:

Adsız dedi ki...

Hoş geldin!
Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü.
Özledik.
Gözledik...
Hoş geldin!
Biz
bıraktığın gibiyiz.
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta...
Hoş geldin.
Yerin hazır.
Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
YÜRÜYELİM...

Adsız dedi ki...

Elbise degil de o ayakkabilar ne oyleeeeee!!!! Cok harika, too good to be true. Gerci ben kesin kibarca devrilirim o incecik topuklularla dans pistinden baska bi zemin uzerinde

Sakinma

Adsız dedi ki...

nasıl ya, "hadi off"a hiç mi tepki gelmedi, "anlamadım? ;)" falan? bayılırlar ya her halta göz kırpmaya, onu da mı yapmadı?

Adsız dedi ki...

evet mesaja veya devamına cevap geldi mi? ya da gelmeyince jiletledin mi kendini :S hooofffff benim adım

jelatin dedi ki...

ayy benim arkası yarın izler gibi izlemeyi seven canım bebeksi okurlarım. 1) reader meader yok, hala okuyanlar varmış, ne sevindim ne sevindim. 2) ayol o kadar merak ediliyorsa bende daha ne hikayeler var. anlatayım birer birer.

"hadi off"a cevap gelmedi. yani bizzat o mesaja gelmedi. sonra saçma sapan bir zamanda bir şey yazdı. sanırım kendisi benden daha kolay iletişim kuran bir insan olduğu için ne demek istediği anlaşılıyordu.

deryik dedi ki...

ay böyle durup durup iki post birden görünce mırr mırrr kedi oluyorum. ayrıca elbise güzel. ayakkabılar en bi güzel, o ayrı.

Adsız dedi ki...

hani bazı insanlar vardır, fransız asilliğini yakalamaya çalışmak onlar için michael jackson'ın beyazlaşma çabası gibi ısrarlı ama beyhude çabalardan ibarettir. işte sen hiç dâhil değilsin bu gruba, kendi havan, auranla inanılmaz ışıldıyorsun. hep yeşil elbisenle kal, hep asil kal.

ve ayakkabılar güzel, evet.

jelatin dedi ki...

ay yok yok. asil değilim. eğlence olsun, oyun olsun diye yapıyorum bunları ben. havaya girmeyi seviyorum sadece. o oyuncu hava da oradan geliyor. cidden. teşekkür ederim. :)

Adsız dedi ki...

ayakkabının markasını yazmazsan ölümü ye. bi de büyümüşsün kızım, kadın olmuşsun, minnacık bilkent kuzusuydun seeeennnn, sevindim daha çok yaz, öperim. oracle

jelatin dedi ki...

Zara ayol. :)

jelatin dedi ki...

Ve tabii çok teşekkür ederim Oracle'cım.

Adsız dedi ki...

Nasi' sahane!
Sevdim 801. Layk;) 3a1b