20 Ağustos 2012 Pazartesi

TATİL

Senelerdir ilk kez, denizli havuzlu / yaymalı yatmalı tatile çıktım.

Bunun şerefine Ege, tüm dalgalarını benim kaldığım bölgeye doğru ittirmiş olabilirdi... Neyse, her dalgada daha çok yükseğe zıplama oyunları olsun, iskeleden gelen müziklerle kafamda binbir senaryoyla kendimi eğlendirme çabaları olsun... Tatil dediğin güzel, hafif bir şey... Şezlongda uyukluyorum, sonra uyanıp dalgalarla savaşıyorum.

Neyse...

5 yıldızlı bir otelin kahvaltı salonunda "omlet pişiren amca" olmak diye bir şey var. Mesela!.. Bir camekânın ardında duruyor o... Ve çılgınca omlet yapıyor. Omletten sorumlu amca! Eve gittiğinde karısıyla sarılıyorlar mıdır acaba birbirlerine? O gün otelin ne kadar kalabalık oluşu, amcanın kokusundan belli. Biraz kaşar peynir, biraz mantar, belki domates, benimki biberli olsun... Omletten sorumlu kişi.

Ben de mesela, ailemiz içerisinde odasının giriş kartını çantasında tutmaktan sorumlu kişiyim. Hiç aksatmıyorum görevimi.

Resmi tatil şarkımız ise, hiiç aklımızda bile yokken, oylamaya bile katılmamışken, tüm rakiplerini ezip geçerek "Hakkında Her Şeyi Duymak İstiyorum" oldu.

İyi bayramlar canlarım. Ama bu bayramı saymıyorum. Bayramlar konusunda çok geleneksel olduğumu bilirsiniz. Bayramları sevin, hayatınıza da hep bayramları seven insanları kabul edin.

Çünkü her bayram sabahı ailesiyle dev kahvaltılar yapmış, yepyeni ayakkabılarıyla evin salonunda bir oraya bir buraya yürümüş, hangi akrabanın ne tür bir şekerleme ikram edeceği konusunda deneyimli ve bundan delicesine zevk alan insanlar mutsuz etmez sizi.


Hiç yorum yok: